ERKAN

 


SiiRLeR
 

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

U

Ucundan Kan Damlayan Hançerdeyim

Gün
Grinin tonlarıyla uğraşta
Geceye özlemdeyim
Güneş
Kirli duman rengi
Bulutlarla oynaşta
Ben her zaman sendeyim

Ve yağmur
Önce selamladı yaprağı
Sonra kucakladı toprağı
Vuslata sevinmek var
Lakin sensiz kederdeyim

Şimdi gün
Kan kırmızı oyalanmada
Çek git; uzan yatağına
Sevdamı kıskanan güneş
Ben hala geceye özlemdeyim

Ey ay yüzlüm üzüm gözlüm
Kim bilir imdi neredesin
Ah bir bilsen
Ben adına sevda dedikleri
Ucundan kan damlayan
Hançerdeyim.

                                                                        Harun Nevruzoğlu

.................................................................................................................
.................................


Uçan Daireler

bu sonsuz gök
bizden midir değil midir
bu yıldızlar
canlı mıdır cansız mı

dostlar olmalı
bu göğün içinde
düşman olmalı

canlıysa bu yıldızlar
toprağında can olmalı
nefes alınmalıdır
yaşanıp ölünmeli

insan bu göğün boşluğuna dayanmaz
bir koca göğün içinde
bir ufacık dünyada yapayalnız
bir avuç insanla yaşanmaz

can olmalıdır göğün
yıldızlarında can
bize benzer veya benzemez
dost veya düşman

gelmeliler dünyamıza
içmeliler suyumuzdan

                                                                              Bülent Ecevit

.................................................................................................................
.................................

Uçar Gündüz Gece Konan

Duvarında ıslık
Yağmurunda trampet
Güneş çıkınca dümbelek

Çaldırır ...!
Umutları
Delik teneke

                                                                                   Öncel İpekçi

.................................................................................................................
.................................

Uçtu Gitti

Bolluklar uçtu gitti,
Fakirlik cana yetti,
Şükür devri bitti,
Bereket bizden gideli.

Kürsülerde alimlerdi,
Yükselme sona erdi,
Batı, atıklarını verdi,
İlim bizden gideli,

Acıma hissi bastırıldı,
İsyan rekorları kırıldı,
Analar kuzularca ısırıldı,
Şefkat bizden gideli,

Aşıklar çöle kaçtı,
Şehvetler öne geçti,
Sevgililer bedeni seçti,
Aşk bizden gideli.

Birbirimizi anlamadık,
Tecrübelileri dinlemedik,
Doğruları tınlamadık,
İrfan bizden gideli.

Hep karanlıkta kaldık,
Aydınlık hülyasına daldık,
Sahte fenerler aldık,
Nur bizden gideli...

                                                                          Ekrem Şama

.................................................................................................................
.................................


Uçurtma

Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki...
Uçurtmayı seviyorlar söz gelişi,
Bir havalandı mı uçurtmaları
Daha da güzelleşiyorlar.
Maviliklerde gözleri
Özgürlüğü yaşıyorlar
Uçurtmalarla birlikte.

Koparıp da iplerini hele
Bir kurtuldular mı ellerinden,
öylesine seviniyorlar ki,
Gidiş o gidiş,bile bile...

Kızalım mı umursamayışlarına?
Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta.
Onlar da birer uçurtma değil mi?

Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı,
Alıp başlarını gitmediler mi?
Gözümüzden bile esirgerdik
Hangi birinin ipi kaldı elimizde?

                                                                                       Rıfat Ilgaz

.................................................................................................................
.................................

Uçurtmanın Türküsü

Uçurtmam geceye takıldı kaldı
Gece onu kapkara etmiş midir
Ya da götürmüş müdür uzaklarda
Sinsi sinsi parlayan bataklığa
Uçurtmamı gece yitirmiş midir

Gece uçurtmamı pisletmiş midir
Bırakmış mıdır tankların altına
Çirkin uçaklara vermiş midir
Götürün demiş midir onlara
Çocukların sevincini yaşatan
Hiçbir şey kalmasın buralarda

Baba gece uçurtmamı ne yaptı
Buraya koymuştum götürdü mü
Yoksa rüzgârlara verdi de
Onlar da olmadık bir yere mi bıraktı

                                                                                   Afşar Timuçin

.................................................................................................................
.................................

Uçurum

hiç birşeysel bir piç
kuşku ılgım görmüş gözbebeği yaşamın
anılarsa eski adreslerin
(ıssız alacakaranlıkların uçsuz bucaksız yollarıyım
koşuyorsun üzerimde
her adımın duran kalbime bir masaj
dudakların dudaklarımla birleşiyor
her düşüşünde
her düşüşün yaşam öpücüğü çıkmayan nefesime
sonra tüketiyorsun beni
bir adım daha atacaksın ama
bakıyorsunki akışkan gözlerinle:
benden sonra uçurum)

zaman, istikamet kaçınılmaz koşar adım marş marş

                                                                              Mehmet Demirci
                        
.................................................................................................................
.................................

Uçuyorum

Hayat, bekle beni geliyorum
macera daha yeni başlıyor
sanma ki pes ettim
ben yeni yeni ısınıyorum.
hayat,bekle beni geldim sayılır
ne o yoruldun mu yoksa
arayı kapattım daha ilk turda
kolay lokma mı sandın beni
bu alem benden sorulur.
hayat,hızlan artık bak geçiyorum
rekorunu egale ettim,hatta kırıyorum
hayat, uyan hayat
ben kaptırdım gidiyorum
yok yok orda değilim yukarı bak
başardım, en sonunda uçuyorum...

                                                                              Yusufcan Köksal

.................................................................................................................
.................................

Ufuklar

Ruh ufuksuz yaşamaz.
Dağlar ufkunda mehabet,
Ova ufkunda huzur,
Deniz ufkunda teselli duyulur.
Yalnız onlarda bulur ruh ezeli lezzetini.
Bu ufuklar avutur ruhu saatlerce, fakat
Bir zaman sonra derinden duyulur yalnızlık.
Ruh arar kendine bir ruh ufku.
Manevi ufku pek engin ulu peygamberler
- Bahsin üstündedir onlar-lakin
Hayli me'ud idiler dünyada;
Yaşıyorlardı havarileri, ashabiyle;
Ne ufuklar! Ne güzel ruh imiş onlar! Yarab!

Annemin na'şını gördümdü;
Bakıyorken bana sabit ve donuk gözlerle,
Acıdan çıldıracaktım.
Aradan elli dokuz yıl geçti.
Ah o sabit bakış el'an yaradır kalbimde,
O yaşarken o semavi, o gülümser gözler
Ne kadar engin ufuklardı bana;
Teneşir tahtası üstünde o gün,
Bakmaz olmuşlardı artık bu bizim dünyaya.

Yaşıyan her fani
Yaşıyan ruh özler,
Her sıkıldıkça arar,
Dar hayatında ya dost ufku, ya canan ufku.

                                                                           Yahya Kemal Beyatlı

.................................................................................................................
.................................


 

 

   
FATİMA