ERKAN

 


SiiRLeR
 

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Ç

Ç

Ben uyurken
Duvarıma tırmandın
Güllerimi yoldun

Ve bütün şikayetin
Sen uyurken
Bahçene girenlerden

                                                                                    Özdemir Asaf

.................................................................................................................
.................................


Çaglayan

Dinle!
Rüzgar şarki söylemekte.
Sesi hiçkiriklarinda erimekte.
Izin ver son bir kez okşasin saçlarini.

Hisset!
Aşk senin adin, ben aşka hasret.
Sevgin ruhundur, beni ruhuna hapset.
Izin ver son tutsagin olayim düşlerine.

Dokun!
Uzandikça yakmaktasin güneşi.
Sen daha sicaksin, birak ateşi.
Izin ver son bir kez tutuşsun bu sevgi.

Boş ver!
Ben söyledim, sen duymadin farz et.
En güzel dostsun bana, ötesi mucizeden ibaret.
Izin verme dostlugumuzun aşka yenilmesine.

                                                                             Sezgin Öndersever

.................................................................................................................
.................................


Çagrin Olsun Yeter Ki

Bil ki durmam gelirim
Çagrin olsun yeter ki
Seni yine severim
Yerim olsun yeter ki

Birakirim herşeyi
Kalsin oldugu gibi
Gelirim koşar gibi
Çagrin olsun yeter ki

Etmem bir şey bahane
Hayat senle şahane
Dönerim tez gün ile
Çagrin olsun yeter ki

Her zamanki o yerde
Beklerim seni yine
Bir iki cümle ile
Çagrin olsun yeter ki

Bir an tereddüt etmem
Istegini reddetmem
Namerdim gelmez isem
Çagrin olsun yeter ki

Hala sicak bak sinem
Eksilmedin hiç benden
Çok severim eskiden
Çagrin olsun yeter ki

                                                                       Sedat Hünkar Kravzer

.................................................................................................................
.................................


Çagrişimlar

Çok küçük bir yalani
Çok büyük bir orantida
Dinlediniz mi..

Çok büyük bir yalani
Çok yalin bir dogrultuda
Söylediniz mi..

Gecikmiş bir gizlemi,
Birikmiş bir özlemi
Sakladiniz mi..

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi..

Bir gerçegi erken,
Bir açligi tokken
Anladiniz mi..

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yaşadiniz mi..

Yalani sürmeye sürmeye,
Yanlişi görmeye görmeye
Saklandiniz mi..

Dogrulugun yönünde,
Dogrularin önünde
Aklandiniz mi..

Ortamsiz bir yaşamda,
Yaşamsiz bir ortamda
Harcandiniz mi..

                                                                                  Özdemir Asaf

.................................................................................................................
.................................


Çağ

Geçen bayramlardan kalma
Boydan çekmiş giysileri
Giyiyordu iyi kötü

Kim yırtıp atmış kenara
Kim ve neden
Taş mı kesildin ey yürek
Neyden çok inliyor neyzen

                                                                              Abdülkadir Budak

.................................................................................................................
.................................


Çakıltaşı

ırmakların ötesinde
devinip duran yıllar yılı
bir çakıltaşı gibi
hangi kıyısı yüreğimizin ?
kimi yanı direnir bir keskin kılıç gibi
kimisi yıpranır döküle döküle

ve yumru yumru bir çakıltaşı
her yanımız şimdi
koskaca heybetli bir kaya iken
soldu çiçek ırmaklarımızın
bir kıyısı ölü balık kokusuyla
diğer kıyısı keskin çakıltaşlarıyla dolu

ne yana savrulsak
kırılırız bilirsin...

                                                                                     Erol Yılmaz

.................................................................................................................
.................................


Çakırın Destanı'ndan

- Vuzuh, el ve ayak halinde
onu rahatsız ediyordu.

Karar vermişim, öleceğim,
Büyük sular arasında, korkusuz.
Nur ile, uzak yazılar ile,
Bir muska gibi boynumda kalacak,
Bu husus.

Senelerce evvel, tohumların mavi zamanından evvel,
Karar vermişim, gece kuşlarının müsaadesinde,
Etrafıma boş ve büyük kadehler dizeceğim.
Ve seyredeceğim onları sultanlar gibi;
Kurumuş ölülerin içmek hevesinde.

Havadan hafif ve bazı kadınlardan daha eski,
Çırılçıplak doğduğumuza dair;
Cihan boyunca, şehirlerle, dağlarla devam eden,
Vaktin nebatlarla sallanan güzelliği,
Bir yadigarlık ki bilinir.

Aklın zina olduğu yerde,
Taşlar, odunlar gibi yavaş.
Tarihin beyaz ve aydınlık havasından,
Karar vermişim, öleceğim,
Büyük hayvan iskeletleriyle sırdaş.

                                                                     Fazıl Hüsnü Dağlarca

.................................................................................................................
.................................


Çalabım Bir Şar Yaratmış

Çalabım bir şar yaratmış
İki cihan aresinde
Bakıcak didar görünür
Ol şarın kenaresinde

Nâgehan ol şara vardum
Ol şarı yapılur gördüm
Ben dahi bile yapıldum
Taş ü toprak aresinde

Ol şardan oklar atılur
Gelür ciğere batılur
Arifler sözü satılur
Ol şarın bazaresinde

Şagirdleri taş yonarlar
Yonup üstâda sunarlar
Çalabun ismin anarlar
Ol taşun her pâresinde

Bu sözü ârifler anlar
Cahiller bilmeyup tanlar
Hacı Bayram kendi banlar
Ol şarın menâresinde?

                                                                             Hacı Bayram Veli

.................................................................................................................
.................................


Çalım Atma

Sen sevmezsin be delikanlım
El vermezler sana
Dostun da olmaz iç çekmelerin boşuna
Topuklarından al gözlerini
Söz çalma kulağına
Açamazsın düşlerini
Koluna takıp vardıramazsın
Sen sevemezsin be delikanlım
Ananın kokusu bacının elleri
Düğümlenir boynuna göbek bağın
Çocuklar gibi şen
Çocuklar gibi körpe
Yüreğinden aksın çağıl çağıl
Bu sevin olsun
Bu umutların
İncilersin sözlerini
Çiçeklersin en güzel günlerini
Söz çalma kulağına
Topuklarından al gözlerini
Allı pullu boyun bağın
Düşünsene bir yol
Bu senin en güzel çağın.

                                                                               Kemal Süha Esen

.................................................................................................................
.................................


Çam Ağacının Fısıltıları

Başaklar sarardı,
Harman olan benim şimdi

Ay vaktidir!
kapılar kapandı nazlım
pencerelerden sızan sarı ışıklar
ok ok kalbime değer
dışarısı son bakışın gibi
boran fırtına, kahredici soğuk
ellerim yüreğin gibi
kaskatı
adımların, adımlarıma karışmadan yürüdüğüm
sokakların birinde
hatırladım
hep yolun sonu diyordun ya
işte tam orada

kalpler kapandı,
boşlukta savrulan benim şimdi

                                                                                   Ahmet Erk
.................................................................................................................
.................................


 

 

   
FATİMA